Uyguladığımız tedavi yöntemleri: Tedavi planlaması ortodontinin en önemli aşamasıdır. Bu nedenle ortodontist hastadan elde ettiği kayıtları dikkatlice inceler ve hasta için en uygun tedavi yöntemini belirler. Ortodontik tedaviler hareketli veya sabit apareylerle gerçekleştirilebilir.

HAREKETLİ APAREYLERLE YAPILAN TEDAVİLER

Hareketli apareylerin iki tane belirgin avantajı mevcuttur. Birincisi hasta ağzında değil laboratuarda yapıldıkları için hastanın koltukta oturma süresi kısadır. İkincisi, sosyal ortamlarda çıkarılabilmeleridir. Ayrıca büyüme ve gelişimin modifiye edildiği tedavilerde hareketli apareylerin daha etkili olduğu bildirilmektedir. Belirgin dezavantajları ise, tedavi başarısının daha çok hasta uyumuna bağlı olması ve kompleks diş hareketlerinin gerçekleştirilememesidir.

SABİT TEDAVİLER

Dişlere yapıştırılan braketler ile gerçekleştirilen tedavilerdir. Bu braketler dişler üzerine yapıştırıldığı için takılıp çıkarılamaz. Amaç dişleri düzgün biçimde sıralamanın yanı sıra dişlerin yüz yapısı ile uyumunun da sağlanarak güzel bir gülüş elde edilmesidir.
Dişlerin yerleşeceği yer boyutu, dişlerin boyutları toplamından küçükse çapraşıklık oluşur. Çapraşık dişlerin düzgün biçimde sıralanması için diş kavsinde yer kazanmak gereklidir. Yer darlığının fazla olduğu durumlarda ise diş çekimi gerekebilir. Hangi dişlerin eksiltileceğine ise ortodontist yapacağı tedavi planlaması ile karar verir. Bazı durumlarda belirgin çapraşıklık olmamasına rağmen diş eksiltmek gerekebilir. Örneğin dişler fazlaca ileri konumlandıysa bu dişlerin normal konumuna alınabilmesi yani geri hareket ettirilebilmesi için diş eksiltmek gerekli olabilir. Çapraşıklık olmamasına rağmen diş eksiltmek gereken diğer bir durumsa özellikle tek taraflı diş eksikliği veya diş kayıplarıdır. Bu durum asimetrik bir görüntüye neden olabilir. Üst orta keser dişlerin arasındaki çizginin yüzün orta hattına denk gelmesi estetik açıdan büyük önem taşır. Vakanın durumuna göre diğer taraftan diş çekimi yapılarak tel tedavisi ile orta hat düzeltilebilir.
Ortodontide çeşitli yer kazanma yöntemleri vardır. Ancak bu yöntemlerin uygunluğuna ortodontist yapacağı analizler sonucunda karar verecektir. Diş kavsinde yer kazanmak amacıyla;
Üst çene genişletilebilir: Üst çenenin dar olduğu durumlarda çene genişletilmesi ile diş kavsi uzunluğu artar. Küçük azı dişler arası her 1mm genişletildiğinde diş kavsi uzunluğunda da 0,7 mm’ lik bir artış olduğu tespit edilmiştir.
Üst veya alt ön dişlerin ileri doğru hareket ettirilmesi: Eğer diş konumları izin veriyorsa ön dişler ileri doğru hareket ettirildiğinde (protruzyon) dişlerin konumlandığı ark uzunluğu artmaktadır. Bu sayede yer kazanmak mümkün olmaktadır. Eğer dişler kemik kaidelerine göre zaten ileride konumlanıyorsa dişlerin daha fazla ileri hareket ettirilmesi olumsuz sonuçlara yol açabilmektedir.
Dişlerin yan yüzeylerinden bir miktar aşındırılma yapılması: Bu şekilde diş boyutları azaltılabilmektedir. Bu aşındırma dişin en sert tabakası olan “mine” tabakasından sınırlı bir şekilde, özel zımparalar veya diskler ile yapılmakta ve dişte herhangi bir hassasiyet oluşmamaktadır. Dişlerinin yan yüzeyleri aşındırılan hastalar Zachrisson ve arkadaşlarının çalışmalarında uzun süre sonra tekrar kontrol edilmiş ve çalışmanın sonucunda bu dişlerde ileri ki yıllarda çürüme riskinin diğer dişlerle aynı olduğunu bildirilmiştir.
Arka azı dişlerin geriye doğru hareket ettirilmesi: Üst ve alt dişlerin kapanış ilişkisini bozmamak suretiyle genellikle üst azı dişleri geriye doğru hareket ettirilebilir. Bunun için ağız dışı veya ağız içi yöntemler kullanılabilir. Açılan boşluklar çapraşık dişlerin sıralanması amacıyla kullanılır. Son yıllarda dışarıdan görünen aygıtlar hasta tarafından tercih edilmediğinden tamamen ağız içinden uygulanan yöntemler daha çok uygulanmaktadır. Örneğin üst damaktan destek alınarak üst arka dişler geriye doğru hareket ettirilebilmektedir.

 

ÜST ÇENENİN GENİŞLETİLMESİ

Özellikle ağız solunumu yapan hastalarda üst çenenin daraldığı gözlemlenmektedir. Üst çenenin dar olduğu durumlarda çene genişletilmesi diş kavsi boyutunu arttırmaktadır. Genişletme hızlı veya yavaş olarak yapılabilir. Hızlı üst çene genişletmelerinde apareyde bulunan vida daha sık aralıklarla çevrilir ve üst çene kemiğinin genişletilmesi hedeflenir Üst çenenin sağ ve sol parçaları sutur ile birleşmiştir. Bu yapı, büyüme ve gelişim döneminde daha kapanmış değildir. Bu dönemde üst çene ortadan genişletilebilir. Ancak okul öncesi çocuklarda bu yöntem uygulanmamalıdır çünkü burunda istenmeyen değişiklikler elde edilebilir.
Üst çenenin genişletilmesi amacıyla çeşitli aparatlar kullanılabilir. Bu aparatlar hareketli olabildiği gibi sabit de olabilir. Son yıllarda üst çene suturunun iki yanına uygulanan geçici vidalardan destek alarak da üst çeneyi genişletebilmekteyiz. Bu yöntemde dişlerden destek alınmadığı için direkt olarak çene kemiğine müdahale edilir ve dişlerde oluşabilecek istenmeyen hareketlere engel olunur.
Üst çenenin hızlı genişletilmesi ile ön iki keser diş arasında bir boşluk oluşur. Bu boşluk daha sonra kendiliğinden kapanacaktır. Genişletilen çenenin tekrar daralmasını önlemek için gerekli tedbirler alınmalıdır. Üst çenenin ortopedik olarak genişletilmesi erken yaşlarda kolaylıkla yapılmaktadır. Erişkin dönemde üst çene ortasındaki sutur kaynaştığından cerrahi destekli genişletmeler mümkün olabilmektedir. Hızlı üst çene genişletilmesinden sonra genişletme apareyi 3-4 ay yerinde tutulmalıdır. Bu şekilde genişleyen bölgede yeni kemik oluşumu beklenir.

ARALIKLI DİŞLERİN KAPATILMASI

Eğer üst keserler çok ileride konumlanmıyorsa karışık dişlenmede yer fazlalığı çok sık görülmemektedir. Normal diş kavsine küçük boyutlu dişlerin veya büyük diş kavsine normal boyutlu dişlerin yerleşmesi sonucu oluşabilir. Eğer bu boşluklar estetik bir problem yaratmıyorsa bütün dişler sürünceye kadar beklenebilir. Çocuklarda üst ön iki diş arasında küçük bir boşluk bulunması ortodontik tedavi gerektirmeyebilir. Daimi köpek dişileri sürerken genellikle bu boşluk kendiliğinden kapanır. Üst ön dişler arasında küçük fakat estetiği olumsuz yönde etkileyen boşluk, hareketli bir aparey ile kapatılabilir. Eğer boşluk 2 mm’ den büyükse ön kesici dişler arasında fazla bir dişten şüphelenilip radyografik inceleme yapılmalıdır. Yan kesici dişlerin eksikliği de göz önünde bulundurulmalıdır. Parmak emme alışkanlığı da dişler arasında boşluklar oluşmasına yol açabilir. Neden ne olursa olsun 2mm den fazla boşluğun kendiliğinden kapanması beklenmez. Bu durumda hareketli aparey kullanımı da uygun değildir çünkü bu tip apareylerde boşluğa doğru devrilerek hareket eder. Üst kesici dişlerin boşluğa paralel hareket ettirilebilmesi için sabit tedavi gereklidir. Bu durumda tüm dişlerin braketlenmesine gerek yoktur. Sadece ön 4 kesici dişin braketlenmesi yeterli olmaktadır. Erken yaşta üst ön iki kesici arasındaki boşluk kapatıldıysa, diğer daimi dişler sürene kadar boşluğun tekrar açılmaması için gerekli önlemler alınmalıdır.
Bütün daimi dişler sürdükten sonra sabit diş telleri yardımı ile aralıklı dişler bir araya getirilerek düzgün bir görüntü elde edilebilmektedir. Burada bazı noktalara dikkat edilmelidir. Dişler arasındaki boşluklar kapatılırken hiçbir önlem alınmazsa dişler geriye doğru hareket eder. Dişler kemik kaidelerine göre zaten dik konumdaysa veya geride konumlanıyor ise bu durum hem estetik görüntüyü bozar, hem de içeriden dilin yapacağı baskı sonucunda kapanan boşluklar kolayca açılır.Bu durumda hekim gerekli önlemleri alarak müdahalede bulunmalıdır.
Bu tedavi şekli kolay gibi görünse de aralıklar kapatıldıktan sonra bu son durumun korunması oldukça zordur. Tedaviden sonra diş aralıklarının tekrar açılmasını engellemek amacıyla ciddi önlemler alınması önerilmektedir. Tedaviden sonra dişler arka yüzeylerinden ince bir tel yardımı ile birbirine bağlanarak tutulabilir.

İSKELETSEL PROBLEMLERİN BÜYÜME VE GELİŞİM DÖNEMİNDEKİ TEDAVİLERİ (FONKSİYONEL TEDAVİLER )

Fonksiyonel tedaviler büyüme ve gelişim dönemi sona ermeden önce uygulanabilen, sabit veya hareketli aygıtlar kullanılarak iskeletsel problemlerin tedavisini amaçlayan tedavilerdir.

A. Sınıf II anomalilerin tedavisi: Sınıf II anomaliler üst çenenin büyüme fazlalığı, alt çenenin büyüme yetersizliği veya bu ikisinin kombinasyonu sonucu oluşabilir. Tedavi seçeneği, problemin hangi çeneden kaynaklandığına göre belirlenir. Bunun tespiti için hasta hem radyolojik olarak, hem de klinik olarak değerlendirilmelidir. Hareketli fonksiyonel apareyler olarak twin blok, monoblok, bianatör gibi apareyler kullanılırken, sabit olarak da herbst ve benzeri apareyler kullanılabilmektedir. Genellikle bu tedavide kullanılan fonksiyonel apareylerin daha çok alt çenenin büyümesini arttırdığı, bir miktar da üst çenenin büyümesini sınırlandırdığı bildirilmektedir. Bu apareyler dişlerden destek alırlar ve dişler üzerinde de bazı etkiler oluştururlar. Tedavi planlamasında hekim dişlerde oluşacak bu hareketleri de göz önünde bulundurmalıdır. Üst çenenin büyümesini durdurmak amacıyla kullanılan headgear aygıtı halen en etkili apareylerdedir. Headgear aygıtı, gerekli durumlarda hareketli fonksiyonel apareylerle birlikte de kullanılabilir. Genel olarak Sınıf II anomalilerinin tedavisine büyüme atılımının hemen öncesinde başlanır. Bu şekilde daha kısa sürede sonuç alınabilir. Ancak iskeletsel bozukluk şiddetliyse daha erken yaşlarda da tedaviye başlanabilir. Erken dönemde trainer adı verilen apareyler de tedavide kullanılabilir. Bu apareylerin avantajı kullanımlarının daha kolay ve daha kısa süreli olmasıdır.

B. Sınıf III anomalilerin tedavisi: Sınıf III anomaliler üst çenenin büyüme yetersizliği, alt çenenin büyüme fazlalığı veya bunların kombinasyonu sonucu oluşabilir. Tedavi yöntemi problemin hangi çeneden kaynaklandığına göre belirlense de , alt çenenin büyümesinin durdurulması oldukça zordur. Daha ziyade alt çenenin öne gelişiminin yönlendirilmesi hedeflenmektedir. Genel olarak Sınıf III anomalilerin tedavisine ön daimi dişlerin çıkması ile başlanır. Bu tedavide kullanılan en etkili aygıtlardan bir tanesi yüz maskesidir. Yüz maskesi alın ve çene ucundan destek alarak bir aparey yardımıyla üst çeneye önde doğru kuvvet uygular. Çoğu hekim üst çenenin genişletilmesi ile birlikte bu aygıtı uygulamayı tercih eder. Çünkü bazı çalışmalar genişletme ile üst çenenin daha hareketli hale geldiğini ve yüz maskesinin daha etkili olduğunu bildirmiştir. Bu tedavide de dişlerde bazı hareketler oluşur. Üst dişlerin öne, alt dişlerin geriye hareketi beklenen bulgulardandır. Ayrıca çenelik adı verilen aygıt da bazı vakalarda veya elde edilen durumun korunmasında etkilidir.
Son yıllarda üst dişlerdeki bu hareketin önüne geçmek için üst çeneye uygulanan geçici vidalardan da destek alınmaktadır. Ayrıca hem üst hem alt çeneye uygulanan vidalar sayesinde dışarıdan hiç görünmeyecek şekilde de çene tedavisi mümkün hale gelmiştir. Bu konu hakkında daha detaylı bilgi için lütfen kliniğimize başvurunuz.

C. Açık kapanış tedavisi: Kişi ısırdığı zaman, ön dişlerin arasında aralık bulunması ön açık kapanış olarak tanımlanabilir. Basit açık kapanışlar küçük yaşlarda yalancı emzik veya parmak emme gibi kötü alışkanlıklar sonucunda meydana gelebilir. Bu dönemde alışkanlıkların ortadan kaldırılması hedeflenir. Bu aşamada hekim çocukla konuşarak bu alışkanlığın oluşturabileceği sonuçlar hakkında çocuğu bilgilendirmelidir. Ya da çocuğun emdiği parmağına yara bandı uygulanabilir. Bu yara bandı çocuğu parmağını emmemesi için hatırlatıcı görev görür. Çocuğa
parmağını emmediği her gün için ödüller verilebilir. Eğer çocuk alışkanlığı bırakmak istemesine rağmen bu basit yöntemler başarılı olamıyorsa diresk bölgesine hafif bir bandaj uygulanarak çocuğun kolunu bükmesi engellenebilir. Bunun 6-8 hafta boyunca geceleri uygulanması yeterli olacaktır. Bu önlemlerin hiçbiri işe yaramadıysa bu amaçla çeşitli apareyler kullanılabilir. Bu alışkanlıklar sürekli kesici dişler sürmeden önce bırakılırsa ve iskeletsel köken yoksa açık kapanış kendiliğinden kapanabilir. İskeletsel kökenli problemler için büyüme gelişim döneminde headgear apareyi kullanılabilir. Bu aparey ile maksillanın dik yön pozisyonu korunmaya ve üst arka dişlerin uzaması engellenmeye çalışılır. Bu tedavide fonksiyonel apareyler de diğer bir seçenektir. Headgear apareyi fonksiyonel apareylerle kombine olarak da kullanılabilir. Son yıllarda minividalardan veya miniplaklardan destek alınarak arka dişler gömülmesi ile ön açıklığın kapatılması da yaygın olarak kullanılmaktadır.

D. Derin kapanış tedavisi: Üst dişlerin alt dişleri fazlasıyla örtmesi, alt dişlerin hiç görünmemesi ve bazı vakalarda alt dişlerin üst damağa temas etmesi olarak tanımlanabilir.
Tedavi erken dönemde fonksiyonel yöntemlerle veya headgear ile yapılabilmektedir. Çok şiddetli olmayan durumlar tel tedavisi sırasında da düzeltilebilmektedir. Son yıllarda tedavide minivida destekleri ile üst öne dişlerin gömülmesi de sıklıkla uygulanan bir tedavi seçeneğidir.

E. Yüz asimetrilerinin tedavisi: Bir miktar asimetri her insanda olabilir. Ancak rahatsız edici asimetriler tedavi gerektirir. Öncelikle asimetrinin nedeni ortaya çıkarılır. Erken dönemde özellikle süt köpek dişlerinin erken teması alt çenenin bir tarafa kaydırılarak kapatılmasına neden olabilir. Yine üst çene darlıkları alt çenenin kaydırılmasına neden olabilir. Bu tür durumlar erken dönemde tedavi edilmelidir. Çocuklarda asimetri konjenital anomaliler nedeniyle de oluşabildiği gibi travma sonucunda bir taraftaki kondilin kırığına bağlı olarak o tarafta büyümenin engellenmesi sonucunda da meydana gelebilir. Şiddetli iskeletsel asimetrilerin tedavisinde distraksiyon gerekli olabilir.

3. İSKELETSEL PROBLEMLERİN BÜYÜME VE GELİŞİM DÖNEMİ SONRASINDAKİ TEDAVİLERİ

Büyüme atılımı sona erdikten sonra yüz kemikleri bir miktar daha büyümesine rağmen bu iskeletsel bozukluğun düzeltilmesi için yeterli olmaz. Bu nedenle ya iskeletsel bozukluğu maskelemek için dişler hareket ettirilir (kamuflaj) veya çeneler cerrahi ile yeniden konumlandırılır.

A. KAMUFLAJ TEDAVİSİ:

Kamuflaj tedavisi iskeletsel bozukluğun hafif olduğu normale yakın yumuşak doku görüntüsüne sahip hastalar için uygundur. Tedaviye başlanmadan önce ortodontist hastanın kamuflajla mı yoksa ortognatik cerrahi ile mi tedavi edileceği konusunda kesin karar vermelidir. Çünkü ortognatik cerrahi öncesine uygulanan ortodontik tedavideki diş hareketleri kamuflaj tedavisinde uygulanan ortodontik tedavideki diş hareketlerinin tam tersidir. Önce kamuflaj denenip, istenilen sonuç alınamıyorsa ortognatik cerrahi tedaviye geçilmesi çok ciddi bir hatadır. Bu durumda daha önce yapılan diş hareketlerinin tam tersinin tekrar yapılması gerekir. Sınıf II hastalarda kamuflaj tedavisi Sınıf III hastalara göre daha başarılı sonuçlar vermektedir. Örneğin üst çenenin ileride konumlandığı bir hastada kamuflaj uygulanacaksa üstten iki adet küçük azı diş çekilerek üst ön dişler geriye doğru hareket ettirilir. Ancak Sınıf III hastalarda alt kesici dişlerin geriye doğru hareket ettirilmesi, çene ucunu daha belirgin hale getirmekte, b u da görüntüyü bozmaktadır.

B. ORTOGNATİK CERRAHİ

İskeletsel anomalinin çok şiddetli olduğu hastalarda, büyüme ve gelişim sona erdikten sonra uygulanır. Bazen hastanın büyüme gelişim potansiyeli olsa bile anomali şiddeti çok fazlaysa, fonksiyonel yöntemlerin yetersiz kalacağı düşünülüyorsa ortognatik cerrahi için beklenebilir. Son yıllarda bu alanda elde edilen gelişmelerle birlikte çok şiddetli vakalarda bile çok iyi sonuçlar elde edilebilmektedir. Mükemmel sonuçların elde edilmesi ancak çok iyi bir planlama ile mümkündür. Ortognatik cerrahi temel olarak üç aşamadan oluşur:

a. Cerrahi öncesi ortodontik tedavi: Cerrahi öncesinde ortodontik tedavi uygulamanın amacı dişleri hizalamak ve keserleri dikey ve yatay yönde ideal konumlarına getirmektir. Örneğin alt çenenin ileride ve/veya üst çenenin geride konumlandığı Sınıf III hastalarda genellikle üst keser dişler ileride, alt keser dişler ise geride konumlanmıştır. Yani doğa bu bozukluğu kamufule etmeye çalışır. Cerrahi öncesi ortodontik tedavi ile geride olan alt keserler ileri, ileride olan üst keserler geri hareket ettirilir. Bu şeklide iskeletsel bozukluk daha şiddetli bir görünüm kazanır. Böylece alt çene veya üst çene istenilen miktarlarda hareket ettirilebilir. Cerrahi öncesi
ortodontik
tedavi ne kadar iyi olursa olsun aynı uzunlukta cerrahi sonrası ortodonti yine gerekli olacaktır. Bu yüzden cerrahi öncesi ortodontiyi çok fazla uzatmak fayda getirmeyecektir. İlk olarak dişlerde seviyeleme yapılır yani dişlerdeki çapraşıklıklar çözülerek, düzgün biçimde sıralanır. Eğer hastada verikal bir problem varsa bu problemin giderilmesi diş hareketi ile değil cerrahi ile yapılmalıdır. Örneğin ön dişleri arasında belirgin bir açıklık olan hastada bu açıklık cerrahi tedavi öncesinde azaltılmamalıdır ki etkili ve kalıcı bir sonuç elde edilebilsin. Ortognatik cerrahi olacak hastalar diğer ortodontik tedavi hastaları gibi bitirileceğinden braket pozisyonlandırılması farlılık göstermeyecektir. Tek istisna segmental osteotomi durumudur. Eğer komşu dişler arasında kesi yapılacaksa kesi bölgesinde kökler arasında yer sağlamak önemlidir. Bu durumda kökleri birbirinden uzaklaştırmak için brakatler eğimli konumlandırılabilir. Ancak daha sonra bunu tekrar düzeltmek gerekecektir.
Ortodontist cerrahi öncesi ortodontik tedavinin yeterli olduğuna kanaat getirdikten sonra cerrahi işlem için planlamaya geçilir. Öncelikle hastadan alınan lateral sefalometrik filmler üzerinde sefalometrik planlama yapılır. Bu planlama ile hangi çenenin hangi yönde ne miktarda hareket ettirileceği tespit edilir. Bu aşamada hastaya uzun zamanın ayrılacağı bir randevu verilir. Bu randevuda hastanın alt ve üst çenelerinden ölçüler alınır. Daha sonra hastanın ameliyat sırasında ağzında bulunacak ameliyat telleri bükülür. Bu tellerde dişler arasında küçük bükümler oluşturulur. Hekim ameliyat sırasında çeneleri konumlandırırken bu bükümlerden destek alacaktır. Üst çene ameliyatının planlandığı bütün durumlarda mutlaka yüz arkı transferi gereklidir. Bunun için hastanın yüz arkı kaydı alınır. Burada amaç hastanın üst çenesinin uzaydaki konumunun tespit edilmesidir.
Sefalometrik planlamada belirlenen hareket miktarlarına göre “model cerrahisi” aşamasına geçilir. Yüz arkı transferi ile üst çene ayarlanabilir artikülatörde (bir nevi robot çene) konumlandırılır. bu şekilde üst çenenin uzaydaki konumu artikulatöre aktarılmış olur. Öncelikle üst çenenin daha önce belirlenen miktar ve yöndeki hareketi artikülatörde gerçekleştirilir. Üst çenenin bu yeni konumuna göre bir splint (yani bir şablon) oluşturulur. Eğer alt çene de cerrahi olarak hareket ettirilecekse alt çenenin hareketi de artikulatörde gerçekleştirilerek ikinci bir splint daha oluşturulur. Yüz arkı transferi, model cerrahisi ve splint yapımı büyük bir titizlikle yapılmalıdır. Çünkü ameliyat sırasında çeneler bu splintlere uygun olacak şekilde konumlandırılmaktadır. Cerrahi öncesinde oluşturulan bu splintler yani şablonların dişlere uyumu mutlaka kontrol edilmelidir. Bu aşama ile hastanın ameliyatı ameliyat öncesinde modeller üzerinde laboratuar ortamında gerçekleştirilmiş olur.

b. Ortognatik cerrahi: Ameliyathane şartlarında genel anestezi altında uygulanır. Cerrah üst ve/veya alt çeneyi hareket ettirilebilecek hale getirdikten sonra, ortodontist çeneleri daha önce yapılan splintlere göre konumlandırılır. Çeneler yeni konumlarında plaklarla sabitlenir. Cerrahiden sonra hasta birkaç gün hastanede kalır ve takip edilir. İlk günlerde sırasıyla sulu ve yumuşak gıdalarla beslenmeye dikkat edilmelidir. Kuvvetli çiğneme hareketleri için 1,5-2 ay beklenilmesi yerinde olacaktır. Hastaneden taburcu olunmasını takiben çoğu hasta 2-4 hafta sonrasında işlerine geri dönebilmektedir. Ağız bakımı ve temizliği bu aşamada çok önemlidir. Hastalar bu aşamada sıklıkla görülerek klinikte temizlik ve pansuman işlemleri uygulanır. Alt çene cerrahisi uygulandıysa, hastanın ağız açıklığının eski haline gelebilmesi için bazı egzersizler verilir.

c. Cerrahi sonrası ortodontik tedavi: İdeal kapanışın sağlanması ve dişlere ideal konum verilmesi amacıyla ortodontik tedaviye bir süre daha devam edilir. İlk aşama splint ve ameliyat ark tellerinin çıkarılmasıdır. Ameliyat sırasında kopmuş braketler varsa bu aşamada tamir edilir. İlerleyen safhalarda alt ve üst dişlerin ideal kapanış ilişkileri, dişlerin ideal pozisyonlandırılması sağlanır. Bu aşamalarda genellikle hastaya hafif lastikler kullandırılır. Genellikle bu aşama altı ay içinde tamamlanır. Diğer ortodontik tedavilerde olduğu gibi tedavi ile elde edilen durumun korunması için retansiyon aşamasına geçilir. Başarılı bir ortognatik tedavi, tecrübeli bir ekip çalışması gerektirir. Bu ekipte ortodontist, plastik cerrah ve çene cerrahı yer alır.

4. DİSTRAKSİYON OSTEOGENESİS

Rus cerrah Ilizarov tarafından 1950′ lerde tanımlanan bir yöntemdir. 1992 yılında Mc Carthy tarafından yüz bölgesine uygulanmıştır. Öncelikle cerrahi olarak kemikte bir kırık oluşturulur. Kırık bölgesindeki yumuşak dokular ve kemik kademeli olarak birbirinden uzaklaştırılır ve bu bölgede yeni kemik oluşumu teşvik edilir.
Avantajları:

Ortognatik cerrahiye göre çene kemikleri daha fazla miktarda hareket ettirilebilir.
Boyutu yetersiz çene kemiklerinin boyutları daha erken yaşlarda arttırılabilir.
En büyük dezavantajı hareket miktarının tedavi öncesinde tam olarak belirlenememesidir. Bu nedenle, erken yaşlarda fazla miktarda çene hareketinin gerekli olduğu durumlarda eğer bu hareket miktarının tam olarak belirlenmesi gerekmiyorsa uygulanabilen bir yöntemdir.

4. MİNİ İMPLANT UYGULAMALARI

Son yıllarda ortodontik tedavide destek amacıyla mini implantların kullanımı oldukça yaygınlaşmıştır. Mini implantlar üst çene veya alt çeneye uygulanabilir. Mini implantlar lokal anestezi altında uygulanır ve yerleştirilmesi oldukça kolaydır. Mini implantlardan destek alınarak:

  • Üst azı dişler geriye hareket ettirilebilir veya bu dişlerin öne hareketi engellenebilir.
  • Açık kapanışlı hastalarda arka dişler, derin kapanışlı hastalarda ön dişler gömülebilir.
  • Üst çene genişletilmesi veya üst çenenin öne hareket ettirilmesi gerçekleştirilebilir.
  • Gömülü dişler sürdürülebilir.
  • Devrilmiş dişler dikleştirilebilir.
  • Uzamış dişler gömülebilir.

Açık kapanışı olan çoğu hastada arka dişlerin uzamış olduğu görülür. Kesici dişler ise üst dudağa göre genellikle normal konumlanmıştır. Bu durumda üst kesici dişlerin aşağı doğru uzatılması hem estetik açıdan iyi olmaz hem de bu hareketin geriye dönüşü kolay olur. Üst arka dişlerin mini implantlardan destek alınarak gömülmesi yerinde olacaktır. Ancak uzun yüzlü hastalarda ortognatik cerrahi uygulanması gereklidir. Çünkü sadece ön dişlerin kapatılması değil yüz şeklinin de değiştirilmesi gerekmektedir.
Üst azı dişlerin geriye alınmasında üst damağın ön kısmına yerleştirilen mini implantlardan destek alınabilir. Üst damağın ön kısmı mini implantların yerleştirilmesi için güvenli bir bölgedir. Özellikle Dr. Benedict Wilmes tarafından geliştirilen sistem son derece başarılı olmaktadır. Bu sistem sayesinde üst azı dişleri geriye almak için ağız dışından kullanılan headgear apareyine artık ihtiyaç duyulmamaktadır. Bu da hasta konforunu son derece arttırmıştır.

5. İMPLANT VEYA PROTEZ YAPIMI ÖNCESİNDE YETERLİ YERİN OLUŞTURULMASI

Bazı hastalarda erken diş çekimi veya diş eksikliği nedeniyle diş kavsinde oluşan boşluklara doğru karşı çenedeki dişler uzayabilir veya komşu dişler bu boşluklara doğru devrilebilir veya bu boşluğa doğru kayarak boşluğu daraltabilir. Bu durumda implant veya köprü ile eksikliklerin tamamlanması mümkün olmaz. Kısa süreli ortodontik tedavi ile uzamış veya devrilmiş dişler düzeltilerek, implant veya köprü yapımı için uygun yer elde edilebilir. Bu amaçla mini implantlardan da destek alınabilir.

6. GÖMÜLÜ DİŞLERİN SÜRDÜRÜLMESİ

Normal şartlarda kök gelişiminin dörtte üçünü tamamlamış bir dişin sürmesi beklenir. Süt dişi kökünün erimesinde bir problem olması, anormal sürme yolu, fazla dişler, çapraşıklık sonucu yer olmaması, büyümüş kist veya yumuşak doku patolojileri dişlerin gömülü kalmasına neden olabilir. Öncelikle filmler ile gömülü dişin pozisyonu tespit edilir. Dişin üzerini örten diş eti dokusu ve kemik hekim tarafından kaldırılır. Ortodontist gömülü dişin görünen yüzeyine bir zincir yapıştırır. Daha sonra bu diş, kuvvet uygulanarak sürmesi gereken boşluğa sürdürülür. Gömülü diş sürdürülmeden önce bu dişin sürebileceği boşluğun yeterli olup olmadığı ortodontist tarafından kontrol edilmeli eğer yeterli değilse, yeterli hale getirilmelidir.

7. ERİŞKİNLERDE ORTODONTİK TEDAVİ

Son yıllarda ortodontik tedavi gören erişkin hastaların sayısı tüm dünyada artmaktadır. Genç bireylerdeki gibi erişkin hastalarda da ayrıntılı ortodontik tedaviler uygulanabilmektedir. Dişin destek dokularında enfeksiyon durumu mevcutsa, mutlaka tedaviden önce kontrol altına alınmalı, kemik kayıpları göz önünde bulundurulmalıdır.

9. DUDAK DAMAK YARIKLI HASTALARDA TEDAVİ

Yüz ve çene kemiklerini etkileyen konjenital deformitelerin en yaygın olanıdır. Sadece dudakta görülebildiği gibi hem dudakta hem damakta da görülebilir. Tek veya çift taraflı olarak oluşabilir. Ayrıntılı ve uzun süreli ortodontik tedavi gereklidir.

10. LİNGUAL ORTODONTİK TEDAVİ

Dişlerin görülmeyen iç yüzeylerine braketlerin yapıştırılması ile uygulanan tedavi yöntemidir. Dışarıdan görülmediği için hastalar tarafından son yıllarda tercih edilmektedir. Dişlerin arka yüzeyleri ön yüzeyleri gibi düzgün olmadığından detaylı bir laboratuvar çalışması ile braketler konumlandırılabilir veya hastaya özel braketler üretilebilir.

11.Clear aligner, eCligner veya Invisalign (Telsiz ortodontik tedavi)

Hastadan alınan ölçü ile elde edilen diş modelleri laboratuvara gönderilir. Laboratuvarda bilgisayar yardımı ile diş bozuklukları aşama aşama düzeltilir. Her aşama için şeffaf plaklar üretilir. Hastalar genellikle iki haftada bir bu plakları değiştirir. Ortodontist gerekli gördüğü bölgelerde dişlerin yan yüzeylerinden aşındırma yapabilir. Bazı diş hareketleri bu yöntemle daha kolay yaptırılabilirken, bazı diş hareketlerinin oluşturulması ise nispeten daha zordur. Bazı durumlarda diş üzerine bir takım parçaların yapıştırılması gerekebilir. Bu şekilde dişlerin döndürülmesi ve kök hareketleri elde edilebilir.

12. RETANSİYON TEDAVİSİ

Aktif ortodontik tedavi sona erdikten sonra yani çene ve/veya diş konumları düzeltildikten sonra bu durumun korunması amacıyla önlemler alınmasına pekiştirme tedavisi (retansiyon) denilmektedir. Pekiştirme tedavisinin hangi apareylerle yapılacağı ve süresi hekim tarafından yapılan ortodontik tedavi göz önünde bulundurularak belirlenir. Sabit ortodontik tedavilerden sonra genellikle ön köpek dişleri arkasına ince bir tel yapıştırılır (Lingual retainer) ve/veya diş kavsini içine alan şeffaf plaklar (Essix plakları) yapılır.

Hasta pekiştirme tedavisine uymazsa dişler veya çenelere eski konumlarına doğru hareket eder ve bozulmalar meydana gelir.